Döne döne gazeli kimin ?

Efe

New member
“Döne Döne Gazeli Kimin?” – Bir Aşkın, Bir Anlayışın Hikâyesi

Merhaba canım forumdaşlar,

Bu akşam sizlerle öyle bir hikâye paylaşmak istiyorum ki, içinde hem bir gazelin derinliği, hem de iki insanın birbirini anlamaya çalışırken döne döne, aynı yere, yani kalbin merkezine varışını anlatıyor.

Hani bazen bir şiir okursunuz, ilk dizede sarsılırsınız, son dizede kendinizi bulursunuz ya… İşte “Döne Döne Gazeli” tam da öyle bir şey. Ama bu yazıda size kimin yazdığını değil, o gazelin bir insanın yüreğinde nasıl yankılandığını anlatmak istiyorum.

---

Bir Kütüphanede Başlayan Sessiz Hikâye

Bir kış günüydü. Yağmur camlara ince ince vuruyor, eski bir kütüphanenin içinde zaman ağır akıyordu.

Elif, şiir kitaplarını karıştırırken bir sayfada durdu.

“Döne döne ölürüm ben bu aşka,” yazıyordu orada.

Kalbi bir anlığına sızladı. O an, yan masada oturan Mert başını kaldırdı, onun yüzündeki o tuhaf ifadeyi gördü. “O gazel Fuzuli’nin değil mi?” dedi, gülümseyerek.

Elif başını salladı. “Kimin olduğu önemli değil. Bence bu dizeleri yazan, bir insanın içini döne döne yakan bir aşkı yaşamıştır.”

Mert sustu. O, duygulara fazla yer vermeyen, hayatta net çözümler arayan bir adamdı. Aşka stratejik bakardı; ‘ya olur, ya olmaz’.

Elif ise duyguların içinde yaşardı. Onun için aşk, bir denizin içinde yüzmekti; bazen dalga vurur, bazen sükûnet olurdu ama hep hissedilirdi.

---

Erkek Akılla, Kadın Kalple Yaklaştığında

Aralarındaki sohbet ilerledikçe, “Döne döne gazeli kimin?” sorusu, aslında “aşkı kim nasıl yaşar?” sorusuna dönüşmeye başladı.

Mert dedi ki:

“Benim için aşk, bir plan gibi. Eğer bir yol bulamıyorsak, o ilişki bitmeli. Basit bir denklem.”

Elif hafifçe gülümsedi:

“Belki de o yüzden insanlar aşkı değil, yalnızlığı seçiyor. Çünkü kalbin denklemi, aklın formülüne sığmaz Mert.”

O anda, kütüphanenin loş ışığı altında iki dünya çarpıştı:

Biri mantığın, diğeri hissin dünyasıydı.

Ama her iki dünya da aynı sorunun peşindeydi: “Gerçek sevgi neye benzer?”

---

Bir Gazelin İçine Gizlenmiş Hayat

Elif ertesi gün Mert’e bir not bıraktı.

Notta yalnızca şu yazıyordu:

> “Bir gazel bazen sadece bir gazel değildir.

> Dönerken içimizde bir şeyler kırılır,

> Ve biz o kırıklarla yeniden doğarız.”

Mert o notu eline aldığında, ilk kez bir duyguyu çözümlemek yerine hissetmeyi denedi.

O güne kadar hep “nasıl düzeltirim?” diye düşünmüştü; şimdi “neden kırıldım?” diye sordu kendine.

Bu soru, Mert’in dünyasında bir şeyleri değiştirdi. Artık sadece stratejik değil, insani bir gözle bakmaya başladı.

Bir hafta sonra Elif’i buldu.

“Elif,” dedi, “O gazelin kimin olduğunu merak etmiyorum artık. Ama o gazeldeki duygunun sende olduğunu biliyorum.”

Elif’in gözleri doldu.

“Bazen,” dedi, “bir şiir, iki insanın birbirine dokunamadığı yerlerde buluşur.”

---

Döne Döne Anlamanın Gücü

Zamanla Mert ve Elif’in aralarındaki ilişki derinleşti. Fakat aşkları sorunsuz değildi.

Mert, sorunları çözmek için konuşmak isterdi; Elif ise önce dinlenmek, anlaşılmak isterdi.

Bir gün tartıştılar. Mert sinirle, “Senin bu duygusallığın yüzünden hiçbir şey net olmuyor!” diye bağırdı.

Elif sessiz kaldı.

Sonra yavaşça mırıldandı:

“Döne döne öğreniyoruz işte, Mert. Saygıyı, sevgiyi, sabrı…”

O anda Mert sustu. Çünkü o söz, bir kılıç gibi kalbine saplanmıştı.

Gerçekten de insanlar birbirini bir anda değil, döne döne, hatalarla, susmalarla, affetmelerle anlıyordu.

---

Bir Gazelin Öğrettiği

Bir yıl sonra Elif, aynı kütüphanede bir yaz akşamı o eski kitabı yeniden açtı.

Bu kez Mert yanındaydı.

“Döne döne gazeli kimin?” diye sordu.

Elif gülümsedi:

“Artık biliyorum. Bu gazel hepimizin. Her sevenin, her yanılanın, her affedenin…”

O anda Mert, yıllar önce anlamadığı bir şeyi hissetti.

Aşk, düz bir yol değilmiş;

Döne döne, bazen kaybolarak, bazen yeniden bularak ilerlenirmiş.

Ve belki de o yüzden insan, en çok sevdiklerinin etrafında döner dururmuş.

Ta ki kendi kalbini bulana kadar.

---

Forumdaşlara Bir Soru

Siz hiç bir gazelin içinde kendinizi buldunuz mu?

Bir şarkı, bir dize, bir bakış sizi geçmişe döndürdü mü hiç?

“Döne döne” yaşadığınız bir aşkınız oldu mu?

Belki de hepimiz bir gazelin dizesiyiz; bazımız ilk beyitte, bazımız son dizede bekliyoruz…

---

Son Söz: Aşkın Döngüsünde Saygı ve Anlayış

Bu hikâyede Mert, aklın temsilcisiydi; Elif, kalbin.

Ama sonunda anladılar ki, aşk ne sadece akılla ne sadece kalple yaşanır.

Birlikte “döne döne” olgunlaşır, dönüşür.

Her kırılma bir öğretidir, her sessizlik bir duadır.

Ve belki de “Döne Döne Gazeli”nin gerçek sahibi, her defasında yeniden sevmeyi seçen insanın ta kendisidir.

Peki sizce?

Gerçek aşk, bir kez mi yaşanır…

Yoksa her döndüğümüzde yeniden mi doğar?